Cumhurbaşkanı Erdoğan, Riyad’da İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi’nde konuştu. İsrail’in Gazze’deki katliamını bir kez daha kınayan Erdoğan, İsrail ve ABD’nin her gün 4 saatlik ateşkes uygulama kararına değinerek “Gazze’de birkaç saat değil, kalıcı barış gerek. BM yetkilisi İsrail’in saldırılarına 4 saat ara verme kararının alaycı ve zalimce olduğunu ifade ediyor. Biz de söz konusu karara aynı şekilde yaklaşıyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Suudi Arabistan’da İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi’nde dünyaya önemli mesajlar verdi. Gazze‘de günde 4 saat ateşkes ilan edilmesi konusuna da değinen Erdoğan, “Gelinen aşamada birinci öncelik ateşkesin sağlanması ve insani yardımların kesintisiz ulaştırılmasıdır. BM yetkilisi İsrail‘in saldırılarına 4 saat ara verme kararının alaycı ve zalimce olduğunu ifade ediyor. Biz de söz konusu karara aynı şekilde yaklaşıyoruz. Acil olan birkaç saatlik ara değil kalıcı ateşkestir.” ifadelerini kullandı.
“DAYANIŞMAMIZI GÖSTERMİŞ OLUYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan’da düzenlenen Olağanüstü İslam Zirvesi’ne katıldı. Liderler birer açıklama yaparak İsrail zulmünü kınarken, Erdoğan da birbirinden önemli mesajlar verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplantımızın Filistinli kardeşlerimizle birlikte tüm İslam dünyası için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bugünkü zirvemizde İslam alemi olarak Filistin halkı ile dayanışmamızı çok net biçimde göstermiş oluyoruz. Verdiğimiz bu dayanışma mesajını alacağımız ve uygulamaya koyacağımız kararlarla perçinleyeceğiz.” dedi.
“EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR BARBARLIK”
Erdoğan açıklamalarını şöyle sürdürdü: “7 Ekim’den bu yana Gazze ve Ramallah’a yaşananları tarif etmeye kelimeler kifayetsiz kalıyor. Hastanelerin, ibadethanelerin, okulların, mülteci kamplarının, ambulansların bombalandığı güvenli denilen bölgelere göç eden sivillerin katledildiği tarihte eşi benzeri görülmemiş bir barbarlıkla karşı karşıyayız. Hastane koridorlarında masum bedenleri sıra sıra dizilen çocuklar, sevip koklayamadıkları evlatlarına sarılarak can veren analar, enkaz yığınına dönen binalarda elleriyle aile fertlerini arayan babalar hasılı doğrudan sivilleri hedef alan saldırılarda yitip giden hayatlar tam 36 gündür süregiden vahşetin birer şahididir.
“BATI ÜLKELERİNİN SESSİZLİĞİ UTANÇ VERİCİ”
İsrail yönetimi bir çoğumuzun doğru bulmadığı 7 Ekim hadisesinin intikamını Gazzeli bebeklerden, Filistinli masum çocuklar ve kadınlardan çıkarmaktadır. Vatanlarını savunan Hamaslı direnişçiler ile işgalcileri aynı kefeye koymamız mümkün değildir. İsrailli güçlerin ve işgalci yerleşimcilerin saldırılarından Batı Şeria’daki kardeşlerimiz de olumsuz etkileniyor. Birleşmiş Milletler’e göre Gazze ve Ramallah’ta katledilen 12 bine yakın Filistinlinin yüzde 73’ü kadın ve çocuklar. Bu cinnet halinin savunulabilir veya maruz gösterilebilir hiç bir tarafı yoktur. İnsan hak ve hürriyetlerini dilinden düşürmeyen Batılı ülkelerin Filistin’de süregiden katliamlar karşısında sessizliğe bürünmeleri utanç vericidir. Gazze’de 12 bine yakın insan ölmüş, Gazze’nin neredeyse tamamı yıkılmış ama bu ülkeler İsrail’e ateşkes çağrısı dahi yapmıyor, yapamıyor. Bu sadece acizlik değil, aynı zamanda korkaklıktır, vicdansızlıktır. Zulüm karşısında susanlar da en az zalimler kadar akan kana ortaktır. Amerika ve Batılı ülkeler güya savunuculuğunu yaptıkları değerleri İsrail yönetiminin ihtiraslarına kurban etmişlerdir.
10 uçak dolusu insani yardım malzemesini sevk ettik. Dün sivil gemimiz yola çıktı. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralıların tedavisiyle ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
“KALICI ATEŞKES SAĞLANMALI”
Saldırılara 4 saat ara verme kararı alaycı bir yaklaşım. Birinci önceliğimiz ateşkesin sağlanması ve insani yardım malzemelerinin ulaştırılmasıdır. İnsani yardımlar kesintisiz gerçekleştirilmeli. Tüm teşkilat üyesi ülkeler Mısırlı kardeşlerimize gereken desteği vererek Refah Sınır Kapısı’nın sürekli açık tutulmasını sağlamalıdır. Batı’nın şımarık çocuğu gibi davranan İsrail yönetimi yol açtığı zararı tanzim etmek durumundadır. Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılması için bir fon kurulması gerektiğine inanıyoruz. Soruna kalıcı çözümün yolu ancak 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasıyla mümkündür. Filistinli kardeşlerimizin güvenliğini garanti altına alacak yeni mekanizmalara da ihtiyaç görünüyor.
“KUDÜS KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR”
Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Barış şehri olarak bilinen Kudüs’ün ve tüm Filistin topraklarının eski günlerine kavuşması hepimizin dileğidir. Filistin’de şehit edilen kardeşlerimizi rahmetle yad ediyorum. Zirve toplantımızın tüm insanlar için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.”