Parti grubunda konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, DEM Parti’ye yönelik sert ifadeler kullandı. TBMM’de terörist istemediklerini ifade eden Bahçeli, “57 DEM vekilinin maaşları derhal kesilmeli” dedi.
2 günde 12 şehit vermemizin ardından MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, “Biz Meclis’te terörist istemiyoruz, katil istemiyoruz, canilerin sırtını sıvazlayan namertleri asla istemiyoruz. 57 DEM milletvekilinin maaşının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasını öneriyoruz.” dedi.
Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında şu ifadeleri kullandı:
“Değerli vekil arkadaşlarım, saygıdeğer misafirler, 2023 yılının son grup toplantısında bir aradayız. Gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelere geçmeden önce hepinizi hürmetle selamlıyorum. Toplantımızı takip eden vatandaşlarımıza, tüm kardeşlerimize en kalbi selamlarımı iletiyor, şükranlarımı sunuyorum.
Bütçe çalışması devletimize ve milletimize hayırlı olsun. Bütçenin bir bütün halinde değerlendirilmelidir. TBMM onayı ile haklarını doğrudan kullanmaktadır. Bütçe özü ile bir kaynak tahsis meselesidir bu da siyasi bir tercihe dayanmakta. Türkiye’nin yüksek hedeflerini sahiplenmiştir. 2024 yılı bütçesine evet oyu verdik ve arkasında durduk. Genel kurul çalışmalarında gösterdiğiniz tutumunuzdan, tavrınızdan dolayı alayınızı kutluyorum.
“EKONOMİK SORUNLARIN ÜSTESİNDEN GELECEĞİMİZE İNANIYORUM”
Asıl ve akıl yoksunu iddialardan kaçınan, destekleyici, yapıcı, müdahalesini kürsüden yapan, görüşmeleri ihanet seansı gösterisi haline getirmekten sakınan, kavga çıkarmak için fırsat çıkarmak isteyenlere prim vermeyen Türkiye yüzyılı ilk bütçesinin aşamalarında duyarlılık gösteren emek ve mesai harcayan her vekilimize her bürokratımıza, değerli arkadaşlarımızla birlikte tebrik ve teşekkürlerimi iletiyorum.
Kurtuluş savaşı enflasyonun dizginlenerek başarıldığı tek savaştır. Karaborsacılara göz açtırılmamıştı. Ekonomimiz 1923’ten 1939’a kadar ortalama yüzde 8 büyümüş, milli gelir artmıştı. Kahramanlar umutlarını hiçbir zaman kaybetmemişlerdi. Yüzüncü yıl dönümünde ilhamla ekonomik sorunların üstesinden geleceğimize, fiyat istikrarı ile milletimizin hak ettiği refaha kısa sürede ulaşacağına inanıyorum.
Mustafa Kemal Paşa Keçiören’de ziraat mektebinde konaklamıştı. Ankara’ya gelişine kadar gelişen olaylar mukavemeti artan zincirin halkaları gibidir. Komutanlığı, millete itimatı, ileri görüşlülüğü mühim rol oynadı. Vatan uğruna her çileye meydan okudular. Elde yok avuçta yoktu. İmkansızlığın kuşatmasını imanın kudreti ile yardılar. Erzurum’dan Sivas’a gitmek için emekli binbaşından borç alıp yola koyuldular.
“KİMSEYE MİLLİ ŞEREFİMİZİ ÇİĞNETMEYİZ”
Battık, bittik yaygarasını koparan münafıklar, batı piyonları bir eli yağda bir eli balda, millete tepeden bakan emeği takmayan, meyhane solcuları, çarkıfelek gibi dönenler, meydan devrimciler, kerpiçli evlerden çıkan kahramanları hor gören bir avuç insanlık müsveddesi biz nereden geldiğimizi görüp hamdolsun biliyoruz. Peki siz neyi biliyor, nereye hizmet ediyorsunuz? Milli şerefimizi çiğnetmeyeceğiz. Kararımız kesin mücadelemiz bıçkındır. Herkes dikkat etsin, yayı gerilmiş ok gibiyiz. Kınından çekilmeyi bekleyen keskin bıçak gibiyiz.
Aziz vatan piyangodan çıkmadı. Kan verdik, bedel ödedik ama teslim olmadık, taviz vermedik, boyun eğmedik. Her taşı yakut olan vatan can verme sırrına erenlerindir. İrademiz milli mücadele iradesidir. Heyecanımız 104 yıl önceki seğmenlerin heyecanıdır. Hayatı boyunca millet için çırpınan merhum Akif’i, milli mücadelenin yol başçısı Atatürk’ü, aziz şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Ne kadar geriye bakarsak o kadar uzağı görürüz. Tarihi bir vaka telaffuzu ile bugünü çözmenin mümkün olacağı kanaatindeyim. Ne kadar geriye bakarsak o kadar uzağı görürüz. Tarihi bir vaka telaffuzu ile bugünü çözmenin mümkün olacağı kanaatindeyim.
12 ASKERİMİZİN ŞEHİT OLDUĞU SALDIRIYA TEPKİ
Tarihi hadiselerin benzerlerine bugün de şahit oluyoruz. Türkiye’nin itibarına, istikrarlı yönetime gölge düşürmek için terör kartını devreye sokuyorlar. Küresel hasım çevrelerini ürkütüyoruz. Husumet cephesi eli ve vicdanı kiralık tetikçilerini üzerimize salmakta. 22-23 Aralık’ta 12 kahramanımızın şehit olması, müştereken kurulan saldırı düzeneğin hayata geçirilmesinin sonucudur. Tetiği çeken PKK, hedefi gösteren, taktik tayin eden terör ve terörizmi himaye eden alçaklardır. Milli birliği yaralamak için operasyon devrededir.
“TBMM’DE TERÖRİST İSTEMİYORUZ”
Ne zaman zalime hayır desek yumuşak karnımızdan darbe alıyoruz. Hain organizasyonlarla boğulmak isteniyoruz. Son günlerdeki tartışmalarda devletimizin hükümdarlık haklarını tahrip edilmeye çalışıldığını görmek mümkündür. Her iğrenç yolu deniyorlar. Göstere göster terörizme güzelleme yapıyorlar. Dişimizi sıkıyor ya sabır diyoruz. Herhangi bir taşkınlığa tevessül etmeyelim diyoruz. Said’e yapılan övgülerden, milletimizin haysiyetini zedeleyen mesajlara kadar görülmedik hiçbir şey kalmadı. TBMM bölücülerin aklanma, meydan okuma yeri değildir. Aksine hizmet eden kim varsa hasmımızdır, vatan hainidir. MHP’nin açık tavrı şudur, mehmetlerimize sıkılan, kanımızı döküp canımızı alan teröristlere hangi vekil hoşgörü ile yaklaşırsa suçludur. Hesap vermekten kurtulamayacaktır. TBMM’de terörist istemiyoruz, düşman, katil istemiyoruz. Canilerin sırtını sıvazlayan namertleri asla istemiyoruz.
“HAZİNE YARDIMI VE MAAŞ ALMALARI REZALETTİR”
PKK’nın lehine gözetleme kulesi işlevi gören Türk bayrağını hazmedemeyen, istiklal marşımızı söyleyemeyen, milli ve manevi ortak değerlerimizi kabullenmeyen sözde Kürdistan havariliğinden vazgeçmeyen, Türkçeye rakip dil çıkarmak için her fırsatı ganimet bilen devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne düşman kesilen sözde parti ve partilerin cumhuriyeti kuran Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunmaları hazine yardımı ve maaş almaları rezalettir, melanettir, cinayettir, zillettir, milletimize karşı en aşağılık muameledir.
Böylesi bir haksızlık ve hukuksuzluk dünyanın hangi ülkesinde görülmektedir. Gelişmeler karşısında ilk önerim 57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır. İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan somut delillerle suçu sabit görülen sözde milletvekillerinin görüşmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşaratların acilen mahkemeye çıkarılmasıdır.
ANAYASA MAHKEMESİ’NE TEPKİ GÖSTERDİ
Üçüncü önerim, yeni anayasa sürecinde Anayasa Mahkemesi statüsünün üye yapısının, yargılama usüllerinin radikal bir şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasıdır. Dördüncü önerim de TBMM Genel Kurulu’nda anlam ve ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığı sınırlarının yeni baştan çizilmesidir. Merak ediyorum, Anayasa Mahkemesi’nin malum başkanı ve üyeleri yüreklerimizi kavuran şehit haberleri karşısında acaba ne hissetmişlerdir? Nasır tutmuş vicdanları biraz olsun sızlamış mıdır? Anayasa Mahkemesi önünde görüşülmeyi bekleyen 129 bin 140 bireysel başvuru dosyası varken hatta bazılarına yıllardır sıra gelmemişken mahkum Can Atalay dosyasını acilen inceleyip hak ihlali kararı verilmesinin izahını kara cübbeli işbirlikçiler nasıl yapacaktır? Aynı özen, aynı hassasiyet neden ve niçin HDP ve devamı partilerin kapatılma davasının ikmalinde gösterilmemektedir. Bu anormal çelişkiyi adeta çuvala sığmayan mızrağı neye yorumlayalım.Bay Zühtü senin kumandan kimin elindedir?
“YA DEVLET BAŞA YA KUZGUN LEŞE”
Kahramanlarımıza saldırıyorlar. Gencecik fidanlarımız şehit ediliyor. Ey mahkeme üyeleri siz ne yapıyorsunuz. Buna adalet diyorsanız batsın sizin adaletiniz. Buna hukuk diyorsanız olmaz olsun hukukunuz. DEM’in defni yapılmadıkça Türkiye’ye huzur gelmeyecektir. Trabzonlu da Tekirdağlı huzur bulamayacaktır demiş DEM vekili. Bize göre çözüm bellidir. Terörü ve teröristleri topluca imha etmektir o da. Ne sahada ne belediyede ne mağarada ne de TBMM’de terörist görmeye dayanma gücümüz kalmadı. Ya bu hesabı sorup burunlarından getireceğiz ya da adaletin şımarmasına sessiz kalıp yıkımın altında kalacağız. Ya devlet başa ya kuzgun leşe diyerek duruş göstereceğiz.
“CHP, DEM’İN SİYASİ KOLU OLMAYI NASIL HAZMETTİ?”
Türkiye bölücü örgüt ile mücadele gücüne sahiptir. Bu belanın, felaketin ve şerefsizliğin üstesinden gelinecektir. Terörle mücadeleye taktik değil stratejik bakmak milli güvenliğimiz adına tarihi vecibedir. Terörle mücadelede üçüncü bir seçenek yoktur. TBMM’de grubu bulunan partilerin milletin hissiyatını ortaklaşa seslendirmeleri, metinlere ön şartsız imza atmaları milli bir durumdur. Gazi Meclis’te bulunan hiçbir parti tehdide sessiz kalamaz. Kalırsa göz yummuş onay vermiş olacaktır. DEM ve CHP haricinde 4 siyasi partiye metne imza koyarak milletin ve devletin iradesine ses olmuştur. Sormak lazım ki CHP bu metnin neresini beğenmedi, DEM’in siyasi kolu olmayı nasıl hazmetti?
ÖZGÜR ÖZEL’E BİLDİRİ TEPKİSİ
CHP yönetimi Türkiye Cumhuriyeti’nin karşısına geçmiştir. Özgür Özel zıvanadan çıkmış, zırzop siyaseti ile bindiği dalı kesmeye başlamıştır. Bölücülük narkozu ile uyuşturulduğu ortadır. Ortak bildiriye imza atmayarak şehitlerimizin kemiğini sızlatan bugünkü CHP DEM kadar güvenlik tehdidir. Sayın Güler’den Meclis’i bilgilendirmesini isteyen zihniyet şuursuz ve çamurdur. Memleketi Manisa’da protesto edilen bu şahıs aklını başına almazsa sokakta bile yürüyemeyecektir. Bu mandacı siyaset teröre acil servis haline geldiği ortadadır. Bu tablo büyük risktir. CHP Genel Başkanı’nın Milli savunma bakanımıza saldırması alçaklıktır. Üst perdeden konuşan özelleşmiş esir zihniyet kaç kişinin aklını başına getirdi de böyle konuşmaktadır. Akıl olsa zaten böyle konuşamaz.
Kahramanlarımıza dil uzatanların dilinin, parmak sallayanların da parmağının hesabını sorar bedelini misli ile ödetiriz. Bunların alayının aklını alırım. Milli savunma bakanımızın, komutanlarımızın ve askerimizin sonuna kadar arkasındayız. 10 Kasım’da Atatürk fotoğrafı takmayan şahısla ilgili gereği yapılmıştır. Üç kuruşluk aklı ile beş kuruşluk konulma yapan Özel’in gittiği yol yol değildir.
Önümüzdeki seçimler terörün yedeğinde olanlarla Türkiye yanında duranlar arasında geçecektir. İnanıyorum ki 14-28 Mayıs seçimlerinde cumhur ittifakı muvakkiyetinin aynısı 31 Mart’ta da sergilenecektir. 2024’ün kazananı yine Türkiye ve Türk milleti olacaktır.”