Fenerbahçe ve Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Ali Koç, “TFF Başkanı’nın; spor medyasını, teknik direktörleri, eski hakem yorumcularını, sporcuları, kulüpleri, başkanlarını ve yöneticilerini suçlayıcı tavrının şiddetle reddedilen bir unsur olduğu konusunda hemfikiriz. Kabul edilemez bir yaklaşım” diye konuştu. TFF Başkanını istifaya davet edip etmeyecekleri yönündeki soruya da yanıt veren Koç, “Gün, büyük bir cesaretle sorunların üstüne gitme ve ne adım gerekiyorsa atma günüdür” dedi.
2 kırmızı kartın çıktığı Çaykur Rize spor maçının bitiş düdüğüyle 2 avanesiyle birlikte sahaya dalıp hakem Halil Umut Meler’e yumruk atan Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın tutuklanması ve devam eden süreç Türk futbolunda deprem etkisi yarattı.
ALİ KOÇ’TAN TFF BAŞKANI’NIN AÇIKLAMALARINA SERT TEPKİ
Skandal olayın ardından kameraların karşısına geçerek alınan kararları duyuran TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin sözleri Fenerbahçe ve Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Ali Koç’u bir hayli rahatsız etti. Kulüp başkanlarıyla düzenlenen ve saatler süren toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalar yapan Ali Koç, ilk olarak, hakem Halil Umut Meler’e düzenlenen saldırıyla ilgili görüşlerini bildirdi. TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin yaşananlardan sonra yaptığı açıklamalara tepki gösteren Ali Koç, TFF dışında tüm paydaşların suçlandığına dikkat çekerek “Bu sorunlar, TFF’nin kendisini ayırıp, sorumluluğu başkalarına yükleyerek çözebileceği sorunlar değildir.” dedi.
TFF BAŞKANI BÜYÜKEKŞİ İSTİFAYA DAVET EDİLECEK Mİ?
Meler’e yapılan saldırının kabul edilemez olduğunu ifade eden Ali Koç, “Hakemlerin yaptığı açıklamalar kulüplerde rahatsızlığa yol açtı. Hakem müessesesinin durumu ortada. Performansı da ortada. Hiç yaşanmasını istemediğimiz bir olay oldu diye, onları unutacağız, göz ardı edeceğiz gibi bir durum yok.” şeklinde konuştu. TFF Başkanı Büyükekşi’nin istifaya davet edilip edilmeyeceği sorusuna da yanıt veren Ali Koç, şu ifadeleri kullandı; “Pazartesi akşamı hepimizin gözü önünde olan olaylar, tüm ülkemizi derinden yaralamıştır. Aynı zamanda da, ülkenin futbol marka değerine uluslararası düzeyde zarar vermiştir. Böyle şiddet içeren bir olayın kabul edilmesi mümkün değildir. Halil Umut Meler’in yaşadıkları kare kare, kameralara yansıyanlar içimizi acıttı. Kendisine ve kıymetli ailesine, maçı yöneten hakemlere geçmiş olsun.
“TÜRKİYE’NİN 1 NUMARALI HAKEMİNİN DÖNMESİNİ CANIGÖNÜLDEN DİLİYORUZ”
Önemli olan Halil Umut Meler’in sağlığına kavuşması ve o anın verdiği üzüntü ve şokla verdiği kararı değiştirip, yeşil sahalara dönmesini diliyoruz. Türkiye’nin 1 numaralı hakeminin dönmesini canıgönülden diliyoruz. Bu hadise daha önce statlarımızda defalarca yaşandı, unutmayalım. Yıllarca, pek çok maçta benzer olaylar yaşanmıştır. Gün, büyük bir cesaret ve kararlılıkla sorunların üstüne gitmek ve ne adım gerekiyorsa atma günüdür. Bu yaşananları geniş açıdan ele almak lazım. Buralara nasıl geldiğimizi anlamamız lazım.
“BU TABLODA HERKESİN PAYI VAR”
TFF, MHK, hakemler, kulüplerimiz, medya, taraftarlar, herkesin nereden nereye geldiğimizi irdelemesi gerekmektedir. Biz bu noktaya nasıl geldiğimizi anlarsak, bundan sonrası için çözüm yaratabiliriz. Ve bu olayların yaşanmaması için gerekli adımları atabiliriz. Bu tabloda herkesin payı var. Kimse de sorumluluktan kaçmamalı.
“BU KABUL EDİLEMEZ BİR YAKLAŞIM”
Bu sorunlar, TFF’nin kendisini ayırıp, sorumluluğu başkalarına yükleyerek çözebileceği sorunlar değildir. Türk futbolunun yönetiminden sorumlu olan TFF Başkanı’nın; spor medyasını, teknik direktörleri, eski hakem yorumcularını, sporcuları, büyük fedakalarlıkla gayret eden kulüpleri, başkanlarını ve yöneticilerini, bu olayda suçlayıcı, azmettirici ve hatta mahkum edici tavrının, biraz evvel yaptığımız toplantıda şiddetle reddedilen bir unsur olduğu konusunda hemfikiriz. Kabul edilemez bir yaklaşım.
“BURADA BİR TUTARSIZLIK VAR”
“Bunu söylemek zorunda kalıyoruz, Büyükekşi’nin 2019-20, 2020-21 sezonlarında Gaziantep FK başkanlığını yaptığı dönemde bazı maçlardan sonra hakemlerle ilgili yaptığı açıklamalara, özellikle göz atmanızı rica ediyorum. Çünkü burada bir tutarsızlık var. Rekabet sporun doğasında var. Hepimizin hedefi başarı. Kazanmak, kaybetmek, sevinmek, üzülmek bu işin doğası. Türk futbolu artık yarışma değil, çatışma, hatta ayrıştırma noktasına gelmiştir. Bu ülkemize ve toplumumuza son derece zarar vermektedir. Ülkemizin ve toplumumuzun birlik ve beraberliği, huzuru, her türlü sportif rekabet ve çekişmeden daha önemlidir. Bu unsur, ülkemizin huzuru, toplumun beraberliği en önemli kırmızı çizgimiz olmak zorundadır.”
“DEFTERLERİ AÇMANIN ZAMANI GELMİŞTİR”
Artık herkesin üzerine düşeni yapma zamanı gelmiştir. Hepimiz bir paydada buluşup sonuna kadar kararlı adımlar atmak zorundayız. Bu aşamada, asla yapılmaması gereken unsurlar, sorumluluğu başkalarına yıkmak, kendi sorumluluklarını görmezden gelmek, kronikleşmiş sorunları örtmek için bu talihsiz olayı fırsat olarak kullanmaktır.” “Bu bilinçten ne kadar uzak olunduğunu görebiliyoruz. Bir kez daha bu tabloya baktığımızda, futbol rekabeti üzerinden ne kadar ayrıştığımızı görebiliyoruz. Artık bunun yeri ve zamanı değildir. Bunu bilerek yapanlara, izin verilmemeli ve müsamaha gösterilmemelidir. Halının altına süpürülüp üzerine gidilmeyen, örtbas edilen çok vahim olaylar yaşanmıştır. Hayat ve futbol, bir şey yaşanmamış gibi devam etmiş gibidir. Bu defterleri açmanın zamanı gelmiştir.”